Cuma, Ağustos 12, 2016

Tahir Elçi´den sonraki hedefin ben miyim Ahmet Hakan-2!

Ahmet NESIN… 
Bu yaşıma kadar yaşanan bütün darbelerin amacının ne olduğunu ben ve benim kuşağım çok iyi bilir Ahmet Hakan. Öncelikle şunu gayet iyi bilmek lazım ki, bir ülke hâlâ darbe anayası ve yasalarıyla yönetiliyorsa, o ülkede darbe devam ediyor demektir. Türkiye 12 Eylül Anasasıyla, seçim yasasıyla, partiler yasasıyla, % 10 barajıyla ve YÖK yasasıyla yönetiliyorsa orada darbe olmadığını söylemek sadece komiklik olur. Darbe dönemlerinin arasıra yumuşadığını söylemek o ülkelerde darbe olmadığı anlamına gelmez.
Kenan Evren’in cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Turgut Özal’ın iktidara geçmesi o ülke yönetiminin darbeden kurtulduğunu değil, sivil darbenin başladığını anlatır. Turgut Özal’la beraber demokrasiye geçmiş olsaydık yukarıda saydığım bütün faşist yasaların ortadan kalktığını görmüş olurduk. Şunu iyi anımsamak gerekir ki, Turgut Özal 12 Eylül darbesi öncesi 24 Ocak kararlarının mucididir ve darbe hükümetinin hem başbakan yardımcısı hem de ekonomiden sorumlu bakanıdır. Darbe döneminde idam edilen 3 kişinin kararında imzası vardır.
Kanıtlanmamakla beraber Turgut Özal’ın ölümü, Eşref Bitlis ve ona benzer bitakım katliamlar ordunun hâlâ ülke siyasetinin içinde olduğunun ve kendi istemleri doğrultusunda yönettiğinin kanıtıdır.
O dönemlerde yaşadığımız bütün olayları detaylandırmanın çok fazla bir anlamı olduğunu sanmıyorum. Sen anımsamakta zorlanıyorsan bile en azından Kürtler Tansu Çiller ve Kontra harekatıyla birlikte JİTEM’in Kürdistan’da yaptıklarını avuçlarının içi gibi bilmektedirler. Bunların hepsi askeri idare sonucudur. Sivil hükümetlerin olduğu ülkelerde ordu bu kadar rahat faşizan bir şekilde devam edemez. Sivil idareden yüz bulamayan ülkelerde asker bunları yapamaz, yapıyorsa da o ülkede askeri rejim devam ediyor demektir.
Gelelim Ergenekon olaylarına. Keşke önceki gün beni suçlamadan önce bu konular hakkında yazdıklarımdan bikaç tanesine göz ataydın. Ergenekon ve benzeri davalarının içinde onlarca komiklik olduğunu ilk yazanlardan biriyim. Esasında bu komiklikler bütün Ergenekon sanıklarının beraatine yaramıştır. O günlerde yazdığım gibi, bugün de aynı iddiadayım. Ergenekon ve benzeri davalar içinde ciddi darbe girişimi yada girişimleri vardır, ancak bu davalar darbe girişimleri davasından çok, Erdoğan’a karşı olan gruplar davasına dönüştüğünden ve derin devletin bir kısmını yargılama davasına dönüştüğünden beraatle sonuçlanmak zorunda kalınmıştır. Bunun en önemli nedeni, o zamanlar da sıklıkla yazdığım gibi burjuva partilerinin derin devleti yargılama olasılıkları ve lüksü yoktur. Çünkü bütün burjuva partileri derin devleti dolaylı yada direkt destekleyen partilerdir. Bunu en iyi açıklayanlardan biri Bülent Ecevit’tir. O yüzden içindeki bütün komikliklere karşın Ergenekon davalarından 5 tane bile suçlu çıkmaması adli bir skandaldır.
Diyelim ki ben yanıldım ve sen haklısın, 28 Şubat darbe midir, değil midir? Neden bu konuda kimse yargılanmamıştır. Gelelim 27 Nisan muhtırasına, senin bildiğin tutuklanan kimse var mı? O dönemin subayları daha sonra hangi görevlerde bulunmuş, biliyor musun?
Gelelim bugüne, daha doğrusu 7 Haziran seçimleri sonrasına Ahmet Hakan. Çıkan sonuçlar sonrasında Erdoğan tarafından alınan bütün kararlar askerle bütünleşmiş bir sivil darbe harekatı değil midir? Dünyanın hangi demokrat ülkesinde yapılan seçim bir parti ve onun eski başkanının istediği bir şekilde sonuçlanmadı diye yeniden yapılır ve bilgisayardaki seçim programı değişen saat programına göre ayarlanmaz ve akıl almaz değişik bir sonuç alınır.
Dünyanın hangi demokrat ülkesinde askeri yönetim olmadan sokağa çıkma yasağı uygulanarak sivillerin yaşadığı binlerce ev tank ve toplarla yerle bir edilip yüzlerce insan öldürülür. Yada sana şuradan sorayım Ahmet Hakan, asker Kürdistan’da son katliamı başlatmadan önce neden yargılanmamak üzere bir dokunulmazlık istemiştir ve bu da kendisine verilmiştir. Sadece dokunulmazlık da değil, asker Kürdistan’dan ne zaman çıkacağına kendi karar verme yetkisi istemiştir. Bu süreç öyle bir süreçtir ki, hükümetin yada Erdoğan’ın söylemiyle değil, askerin istediği zaman bitecek bir süreçtir.
Son olarak yaşanan darbe girişimine bakalım Ahmet Hakan. Bu girişimi tek başına Fetullah darbesi olarak okuyorsan sana söyleyecek fazla bişeyim yok. Ordu içerisinde bu kadar fazla Fetullahçı subay olduğuna inanıyor yada piyasayı o şekilde kandırmak istiyorsan bu senin bileceğin bir iş. Sana sadece ufak bir tavsiyem olacak. Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapmış ama emekli edilmemiş birisinin dünya ve Türkiye askeri tarihinde olup olmadığına bir bak. Bu zat neden emekli edilmiyor ve şu an bilinen en büyük sorumlu. Ve bu nasıl bir mantıktır ki Kara Kuvvetleri komutanıyken üstü olduğu bir askerin, yani kendisinden sonraki hava kuvvetleri komutanın astı oluyor.
Ancak yediğin 2-3 yumruk işe yaramış olmalı ki aniden Atatürkçü bile oldun. Böylece bunca yıldır bu konularda yazmama karşın benim bir tweetimi konu alarak ihbar etme görevini sen üslenmişsin. Biz bu ihbarları çok gördük, hatta ilk gördüğümüz dönemlerde sen kasteciliğe bile başlamamıştın. Şimdi de pek başladığın söylenemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder